Veda Zamanı...
1999 yılı Ekim ayında, henüz üniversite üçüncü sınıf öğrencisi iken bir sokak afişindeki, “muhabir aranıyor” ilanına başvurduğum günden bugüne 23 yıl geride kalmış. Bu sürede dört farklı basın kuruluşunda çalıştım. Kovulmanın vaka-i adiyeden sayıldığı bir sektörde, hiçbir işimden kovulmadım, işimi layıkıyla yaptım ve hatta birinden diğerine hep teklif ile daha iyi maaşlarla transfer oldum. İş hayatına bir gün bile ara vermeden devam ettim.
2008 yılından beri de Airporthaber’de sektöre yoğunlaşarak gazetecilik yapmaya çalıştım. Kavga, gürültü, kaos, çekişme, hesaplaşma ve ayak oyunlarının eksik olmadığı bir alanda ayakta kalmaya, kaybettirse de doğru bildiğimden şaşmamaya gayret gösterdim.
14 yıl boyunca sektörden kimler geldi kimler geçti. İsimler gelip geçici, kurumlar baki kalan oldu. Bizler için de öyle… Hepimiz hem bu dünyada hem de çalıştığımız alanda gelip geçiciyiz.
Önemli olan iyi anılar, güzel izler bırakmak. Üzdüklerim, tekerine çomak soktuklarım, ayağına bastıklarım elbette olmuştur. Eğer yoksa, işimi eksik yapmış sayılırım. Önemli olan art niyetli olmamaktı, ki ben öyle olmadığıma inanıyorum.
İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla bir dönem geride kalıyor benim için…
Bundan sonrasında Airporthaber macerasını güzel bir hikaye olarak hatırlayacağım.
Bu süreçte yanımda olan tüm Airporhaber ailesine ayrıca teşekkür borçluyum.
Bir süre sakin bir hayat hayal ediyorum.
Umarım başarırım. Ama şunu biliyorum ki, horoz ölür gözü çöplükte kalır misali, gözüm her zaman bu sektörün üzerinde olacak.
Bu veda hikayenin sadece bir kısmı için…
Şimdilik hoşçakalın
Sağlıcakla kalın…
Facebook Yorum